Malum önümüz seçim.
Bol şarkılı, bol türkülü seçim araçları sokaklarda cirit atmaya başladı bile.
Sokak direkleri, otobüs durakları, dağ taş; her yere seçim afişleri yapıştırılıyor adım adım.
Ve seçim dönemlerimizin vazgeçilmezi olarak; kaldırım ve yol çalışmaları gene başladı.
Bu dönem; belediyenin, 4 yıl boyunca görmezden geldiği kenar semtleri hatırlama günüdür aynı zamanda.
Ve tabi ki her araştırma şirketi, kendine yakın olan partiyi önde gösterecek. Seçimin en önemli(!) noktasıdır bu.
Tabi ki seçim döneminde herkesin gözü Ankara, İstanbul ve İzmir'de olacak.
Üç şehirde de iktidar ve ana muhalefetin çekişmesi yaşanacak.
Peki neler olacak?
İstanbul...
AKP'nin adayı tekrar Topbaş oldu. Oy tabanı belli, alacağı minimum oy oranı belli. Burada seçimi belirleyici isim Mustafa Sarıgül olacaktır. Sarıgül, İBB başkanlığı için CHP kadrosundaki en uygun isimdi, adaylığı çok isabetli bir adım. Muhafazakar kimliğiyle, AKP'nin tabanından oy koparabilirse başa baş bir seçim izleyeceğiz. Ama kişisel görüşüm, Mustafa Sarıgül'ün bu muhafazakar kimliği CHP'ye yetmeyeceği yönünde. Topbaş'ın tekrar İBB Başkanlığı görevine geleceğini düşünüyorum.
Ankara...
2009 seçimlerinde MHP yaklaşık %27'lik bir oy oranına sahipti. Geçen yıllar içerisinde mhp, pasif siyaseti sebebiyle oy kaybedecek gibi gözüküyor. MHP oy kaybı yaşayacak ve oyları iktidar ile ana muhalefet partileri arasında paylaşılacaktır. CHP'nin Mansur Yavaş taktiği kağıt üzerinde iyi görünse de, seçimleri CHP'ye kazandıracak bir adım değildir. Ankara halkı tekrardan Gökçek diyecektir şüphesiz.
Ankara için şöyle bir dipnot düşmek istiyorum; sosyal medyada yaptıkları sebebiyle Melih Gökçek'in tekrar aday gösterilmesini beklemiyordum. AKP'nin başka bir aday göstermesini umuyordum. Gökçek'in tekrar aday gösterilmesi açıkçası şaşırttı beni, başbakanın adayları belirlerken daha duyarlı davranmasını beklerdim.
İzmir...
Hayatımın 17 yılını İzmir’de geçirdim. Priştina'nın talihsiz bir şekilde ayrıldığı tahtı dolduran Aziz Kocaoğlu maalesef İzmir'e hak ettiği hizmeti veremedi. Adının geçtiği yolsuzluk davası da CHP için ayrı bir eksi. Ama İzmir'in şöyle bir geleneği var: Siz bir adet taş parçasını CHP'den aday yapın; o bile gayet yüksek bir oy alır. Her şehrimizde insanlar hizmete değil partiye oy verir; İzmir'de durum daha gözle görülebilir bir durumda. Hal böyle iken AKP her ne kadar Binali Yıldırım gibi güçlü bir isim aday gösterse de İzmir'i alamayacaktır. Oy oranları birbirine yaklaşabilir ancak bunun ötesini hayal etmek dahi güç.
Sonuç olarak, gösterilen adaylar; partilerin, yerel seçimleri seçimleri ne denli ciddiye aldığını gayet net gösterse de üç büyükşehirde yönetim değişimi beklemiyorum.
Bol taraflı seçim anketleri ile dolu; bol şarkılı seçim arabalarıyla dolu bir seçim dönemi dilerim herkese...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder